Sit koruma hukuku

-
Aa
+
a
a
a

Av. Noyan ÖZKAN

Uluslararası Hukuk Açısından TÜRKİYE Kültür ve Doğa Zenginliklerinin Korunması

GİRİŞ: İnsanların, sivil ve resmi kurumların doğal sitlere bakış açıları ve geleceği ile ilgili düşünceleri elbette farklıdır. Özellikle 1980'lerden sonra sistemli bir devlet politikasıyla yurdumuzun kültür ve tabiat varlıkları büyük bir yağma ile karşı karşıya kalmıştır. Gerçekten çok değerli biyolojik ve arkeolojik zenginliklere sahip olan ülkemiz bu açıdan bakıldığında büyük bir yağma tehdidi altındadır. Böylesine önemli kültürel ve doğal zenginliklerin gelecek kuşaklara doğru ve dürüst iletilmesinden yalnızca Türkiye'liler değil tüm dünyalılar sorumludur. Bu bakımdan, koruma ve kullanma dengesinin sürdürülmesinde önemli bir dayanak olan uluslararası koruma hukuku açısından, bu çalışma bilgilerinize sunulmuştur.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HUKUKU:

1972-Paris-Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına dair Sözleşme

(14/4/1982 gün ve 2658 sayılı kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23/5/1982 gün ve 8/4788 no lu Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanmış ve 14/2/1983 gün ve 17959 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.)

Başlangıç ilkelerine göre; kültürel ve doğal mirasın parçalarının istisnai bir öneme sahip olduğu ve bu nedenle tüm insanlığın dünya mirasının bir parçası olarak muhafazasının gerektiği, belirtilmiştir. 1.madde ile ''kültürel miras'' ve 2.madde ile ''doğal miras'' tanımları yapılmıştır.

Sözleşmenin 4.maddesine göre; ''Taraf devletler, 1. ve 2.maddelerde sözü edilen ve topraklarında bulunan kültürel ve doğal mirasın saptanması, korunması, muhafazası, teşhiri ve gelecek kuşaklara iletilmesinin sağlanması görevinin öncelikle kendisine ait olduğunu kabul eder.

Bu amaçla, sözleşmenin 8.maddesi ile, UNESCO'ya bağlı ''Dünya Mirası Komitesi'' kurulmuştur. UNESCO'ya bağlı ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) anılan Komite'nin toplantılarına danışman olarak katılmaktadır.Bu Komite, taraf devletlerin önerilerini dikkate alarak, bir ''Dünya kültür Mirası Listesi'' hazırlayıp, yayınlamaktadır. Ayrıca bir de ''Tehlike Altındaki Dünya Kültür MirasıListesi'' yayınlanmaktadır. Komite, bu listelere dahil olan veya dahil edilmesi muhtemel bulunan yerlere ait uluslararası yardım isteklerini değerlendirir. Sözleşmenin 15. madddesi ile kurulan ''Dünya Mirası Fonu'', anılan amaçlar için kullanılır.

27.madde uyarınca, taraf devletler, kendi halklarının sözleşmenin 1. ve 2.maddelerinde tanımlanan kültürel ve doğal mirasa karşı bağlılık ve saygı hislerini güçlendirmek için, bütün uygun araçlarla ve özellikle eğitim ve tanıtma programlarıyla çaba göstereceklerdir.

1992 - Çevre ve Kalkınma Üzerine Rio Zirvesi Sonuç Deklarasyonu;

16 Haziran 1972 Stockholm'da kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı Deklarasyonu teyid edilmiş ve 14 haziran 1992'de bu deklarasyon yayınlanmıştır.

* İnsanlar, doğa ile uyum içinde sağlıklı ve verimli bir hayata layıktır.

* Çevre konuları en iyi şekilde, ancak ilgili bütün vatandaşların katılımı ile yönetilir. Devletler, geniş çapta çevre bilgilendirmesi yaparak kamuoyu aydınlatılmasını ve katılımı gerçekleştirecek ve teşvik edecektir.

1992 - Rio-Gündem 21 Sözleşmesi (Beş Yıllık Kalkınma Planlarında hükümeti bağlayıcı olduğu kabul edildi) (R.G; 25/7/1995-22534 mük. sh.157)

* Hükümetler, iş çevreleri ve kalkınma kuruluşları, kalkınma projelerinin biyolojik çeşitlilik üzerine etkisinin nasıl değerlendirileceğini ve bu çeşitliliği kaybetmenin maliyetinin nasıl hesaplanacağını öğrenmelidirler. Önemli etkileri olabilecek projelerde, halkın geniş ölçüde katılmasıyla çevresel etki değerlendirmesi yapılmalıdır.

* Hükümetler, zararlı atık riski yüksek üretim sistemlerinin yavaş yavaş kaldırılmasını teşvik etmelidir.

* Kişiler, gruplar ve kuruluşlar, özellikle kendi toplumlarını etkiliyebilecek çevre ve kalkınma kararlarını bilmeli ve bunlara katılmalıdır. İnsanlara kararlar hakkında bilgi vermek için, ulusal hükümetler, kişilerin çevre ve kalkınma konularıyla ilgili bütün bilgilere ulaşmasını sağlamalıdır. Bu bilgi, çevre üzerine önemli etkisi olan veya olabilecek olan üretim veya faaliyetleri ve çevre koruma önlemlerini içermelidir.

* Hükümetler, yerli insanlara ait toprakların; çevreye uyum sağlamayan ve kişilerin sosyal ve kültürel açıdan uygun bulmadığı faaliyetlerden korunması gerektiğini anlamalıdır.

1992-Rio-Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BKK; 96/8857, R.G.30/6/1996-22860; 4177 no lu kanunla onay; 27/12/96-22860)

* Amaç, biyosferdeki yaşam sürdürme sistemlerinin idame ettirilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasıdır. Taraf devletler, ulusal strarejiler, planlar ve programlar geliştirecek ve uygulayacaklardır.24.madde ile kurulan Sözleşme Sekreteryasına her yıl, uygulamaları içeren  raporlar sunacaklardır.

* Madde 14./1 (a); Sözleşen devletler; biyolojik çeşitlilik için önemli olumsuz etkilerdoğurabilecek mevcut proje önerilerinin, bu olumsuz etkileri engellemeye veya en azaindirmeye yönelik bir çevresel etki değerlendirmesine tabi tutulmasını öngören uygunişleyişleri yürürlüğe koyacak ve elverdiğince halkın da bu işleyişlere katılmasını sağlayacaktır.

* 24.madde ile  Sözleşme Daimi Sekreteryası oluşturulmuştur.

AVRUPA KONSEYİ HUKUKU

1979-Bern-Avrupa Konseyi-Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma  Sözleşmesi (R.G: 20/2/1984-18318)

* Madde 3;  Her akid taraf, yabani flora ve fauna ile doğal yaşama ortamlarının, bilhassa nesli tehlikeye düşmüş ve düşebilecek türlerin, özellikle endemik olanlarının ve tehlikeyedüşmüş yaşama ortamlarının, bu sözleşme hükümlerine uygun olarak muhafazası amacıyla ulusal politikalarını geliştireceklerdir. Her akit taraf, planlama ve kalkınma politikalarını saptarken ve kirlenme ile ilgili mücadele önlemlerini alırken, yabani flora ve faunanın muhafazasına özen göstermeyi taahhüt eder.

* 13.madde ile Sözleşme Daimi Komitesi oluşturulmuştur.Daimi Komite, bu sözleşmenin uygulanmasını izlemekle yükümlüdür. Sözleşmenin ekinde, koruma altına alınan flora ve fauna türlerini içeren listeleri ile yasaklanan av metod ve araçları yer almaktadır.

1985-Granada-Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi (R.G: 22/7/1989-20229)

Taraf devletler, mimari mirasın korunması için yasal önlemler almayı; bu önlemler çerçevesinde ve her ülkeye ve bölgeye has yöntemlere göre anıtların, bina gruplarının ve ören yerlerinin korunmasını taahhüt eder. (md.3)

Taraf devletler, mimari mirasın korunmasını kırsal yörelerle şehirlerin düzenlenmesinde başlıca hedeflerin arasına dahil etmek ve bu gereksinmenin hem düzenleme planlarının hazırlanması ve hem de uygulanması aşamalarında dikkate alınmasını sağlamakla, yükümlüdürler. (md.10)

20. madde uyarınca, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kurulan ''Uzmanlık Komitesi'', bu sözleşmenin uygulanmasını takip edecek ve devletler hakkında hazırlayacağı raporları A.K.Bakanlar Komitesi'ne sunacaktır.

1992- Valetta- Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi (R.G: 13/11/1999-23845)

Sözleşmenin başlangıç ilkelerine göre; Arkeolojik mirası koruma sorumluluğu yalnızca doğrudan ilgili devlete ait değildir. Bozulma tehlikesinin azaltılması ve uzman deneyim değişimi suretiyle korumanın gerçekleştirilmesi  bakımından sorumluluk Avrupa ülkelerinin tümüne aittir.

Taraf devletler, arkeolojik mirasın bir envanterinin yapılması ve anıtların veya korunanbölgelerin sınıflandırılmasını; maddi izlerin gelecek kuşaklar tarafından incelenmek üzere korunması için, toprak üstünde ya da su altında görünür bir kalıntı olmasa bile, arkeolojik rezerv alanları oluşturmayı , öngören bir yasal rejim oluşturmayı taahhüt etmişlerdir.

Madde 13 uyarınca, sözleşmenin uygulanmasını izlemek ve denetlemek üzere Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından bir ''Uzmanlar Komitesi'' kurulmuştur. AVRUPA BİRLİĞİ

Ayrıca, Helsinki Avrupa Birliği Konseyi'nin 11 Aralık 1999 günlü Başkanlık Sonuç Bildirgesinin 12.maddesi uyarınca, Türkiye, diğer aday devletlere uygulananlar ile aynı kriterler temelinde Birliğe katılmaya yönelmiş bir aday devlettir. Bu bakımdan, adaylık sürecinde, AB üyelerinin taraf olduğu sözleşme ve direktiflere uygun bir mevzuata sahip olmakla  ve uygulamada bunları dikkate almakla yükümlüdür.A.B Komisyonu tarafından 1998 yılında uygulamaya konulan Topluluk Biyoçeşitlilk Stratejisi uyarınca Çevresel Eylem Planları uygulanmaktadır. Ayrıca, A.B. 2000 NATURA NETWORK, uluslar ve kurumlar arasında iletişim ve bilgi erişimi sağlamaktadır.

Avrupa Birliği, 92/43/EEC Habitatlar Direktifi

Vahşi flora ve fauna türleri ile yaşama ortamları ve sitlerin korunması taahhüt edilmiştir. Özellikle B.M. Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasına ilişkin Sözleşmeye atıf yapılmak suretiyle üye devletlerin ve aday devletlerin bu sözleşme ilkeleri çerçevesinde direktife uygun ömlemler almakla yükümlü oldukları, belirtilmiştir. İçlerinde Türkiye'nin de bulunduğu aday ülkeler her 2 yılda bir A.B.Komisyonu'na bir genel durum raporu sunacaklardır. 

AKDENİZ'DE ÖZEL KORUMA ALANLARINA DAİR PROTOKOL(R.G: 23/10/1988-19968)

1976 Barselona-Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunmasına Ait Sözleşme eki protokol olarak yayınlanmıştır. Bu protokole taraf olan ülkeler, Akdeniz bölgesindeki kültürel mirasın vedoğal kaynaklar ile doğal sitlerin korunması amacıyla deniz alanlarında uygun bütün önlemleri alacaklardır. (md.1)

Taraflar, a) biyolojik ve ekolojik değeri olan sitlerin  b) bilimsel,estetik, tarihi, arkeolojik, kültürel ve eğitim özelliği olan sitlerin, korunması için mümkün olduğu ölçüde ''özel koruma alanları'' kuracaklardır. (Md.3)

SONUÇ:  Uluslararası sözleşmeler ve protokoller çerçevesinde kültür ve tabiat varlıklarının korunması amacıyla ilgili sözleşmeler sekreteryaları ve Türkiye'deki temsilcileri nezdinde gerekli başvurular yapılmalı ve projeler geliştirilmelidir.